Yazar Halit Kakınç’ın, günümüzün en çok tartışılan kavramlarından deizmi konu alan yeni kitabı okurların büyük ilgisini gördü.
Şubat 2022’de Destek Yayınları’ndan çıkan “Deizm”, son zamanlarda çokça konuşulmasına rağmen, Türkiye’de aslında fazla da bilinmeyen bu inanç modelini tüm yönleri ile ele alıyor.
Dinlere İnanmadan Tanrı’ya İnananlar
Deizm derken gerçekten bahsettiğimiz şey nedir? Deizm, dinlere niye mesafelidir? Deizm, peygamberleri kabul eder mi? Deizm, ölümden sonra yaşama inanır mı? Deizm, Ruh’un varlığını kabul eder mi? Deistler; meleklere, cinlere ve şeytana inanırlar mı? Deistlerin ortak bayramları var mı?…
Halit Kakınç, derin bir araştırmanın ürünü olan yeni kitabında deizme dair akla takılan tüm sorulara yanıt veriyor. Yazar, konu hakkında yayımlanmış yerli ve yabancı kaynaklardan derlediği bilgilerle enine boyuna bir tartışma yürütüyor ve Tanrı, din, inanç gibi kavramlar üzerine okurları tekrar düşünmeye davet ediyor.
Arka Kapak Yazısı:
“İnsanın sahip olması gereken tek din, iyi bir insan olmaktır.”– Voltaire
Musa, tarihi bir figür değildi… Baskılara, itilmiş kakılmışlığa karşı, gerçek olmayana dayanan sembolik bir direnç simgesiydi.
MÖ 1250’lerde yaşandığı ileri sürülen “Göç”, gerçekler dünyasında değil, bu tarihten yaklaşık 1000 yıl kadar sonra, hayaller âleminde yaşanmıştı. İsrail kavmi, Mısır’ı değil, kozmopolit çoktanrılı antik tanrılar dünyasını terk etmiş, bunların yerine de kendi halkı için Yehova’yı yerleştirmişti.
Nasıra diye bir yerleşim yeri bile mevcut değildi. Tarihçi Josephus, Celile’de tamı tamına 63 yerleşim yeri sayıyordu. Nasıra hariç!…
İncil, misyoner motivasyonlu ellerden çıkmaydı.
Tiberias, tek satır bile işitmemişti bu balıkçıdan. Yahudi teolog Philon da haberdar değildi böyle bir kişiden. Josephus, notlarında İsa adını taşıyan tam 20 kişiden söz ediyordu. Ne var ki hiçbiri kastedilen İsa değildi.
Halit Kakınç Hakkında:
30 Nisan 1952 tarihinde dünyaya geldi.
İzmir-Karşıyaka Bostanlı İlkokulu (şimdiki adı ile Mustafa Reşit Paşa), Alman Orta Okulu, Avusturya Lisesi ve Siyasal Bilimler Yüksek Okulu’nu bitirdi. İÜ İktisat Fakültesi Sosyal Siyaset Kürsüsü’nde yüksek lisans, aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler Kürsüsü’nde de doktora yaptı.
Müzik grubu DÖNÜŞÜM ile birlikte (1970-1975) 9 adet 45’lik plak doldurdu.
Yurtdışında üç kez Türkiye’yi temsil etti. (SSCB, Romanya, Bulgaristan)
1966-1980 arasında Türkiye’nin ilk Taekwon-Do’cularından. Bu sporu Siyah kuşak 2. dan derecesinde bıraktı.
Almanca ve İngilizce’den çeviri ve derlemeleri, araştırma kitapları ve belgesel romanları var: Sultangaliyev ve Millî Komünizm, Destansı Kuramcı Sultangaliyev, Kızıl Cebe Rıskulov, Struma, Çerkes Aşkı, Yerkubbe, Küresel Sorunlar, Zamanın Ruhu, Yazılmamış Bir Tarih, Köle Devrimci, İnsaymun.
Çeşitli gazetelerde istihbarat şefi, haber müdürü, yazı işleri müdürü, magazin şefi, ekonomi servisi şefi, genel yayın müdürü ve köşe yazarı olarak çalıştı. Hâlen OdaTV’de köşe yazarı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kurucularından. Bu üniversitede Mütevelli Heyeti üyesi, Öğrenci Dekanı, Dış İlişkiler ve Tanıtım Koordinatörü olarak görev yaptı.
7 yıl kadar İÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde yüksek lisans ve doktora sınıflarına ders verdi.
35 yıldır gazeteci, iletişim uzmanı ve gastronom Zeynep (Kakınç) ile evli. Biri 34 yaşında Aytar, diğeri 28 yaşında Kuday adlarında 2 oğlu var.